Sn.Belediye Başkanım,

Siyasi Partilerimizin Başkanları, Değerli protokol, Üyelerimiz, Büyüklerim, misafirlerimiz ve basın ;

Hepinizi sevgi, saygı ve hürmetle selamlıyorum, hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz.

Silivri SİAD’ın en önemli gecelerinden birinde daha hep beraberiz.

Uzun zamandır gerçekleştirmek istediğimiz, ama bugüne kısmet olan bu törenimizde;

Dişini tırnağına takmış, çok büyük yokluk ve olumsuzluklarla adeta boğuşarak bugünlere gelmiş; siz büyüklerimize, abilerimize, babalarımıza şükranlarımızı bir nebze iletebilmek için bu geceyi tertip ettik.

Yönetim Kurulumuz belli bir yaş kriteri ve ölçü koyarak 20 sanayicimizi bu ödüle layık gördü, birazdan hepsinin ödüllerini takdim edeceğiz.

Onlar bizler için, Türk Sanayisi için çok şeyler yaptılar. Sağlıklarını, hayatlarını hatta ve hatta ailelerini ikinci plana attılar. Onlar çoğu zaman iş hengamesi içinde bir lokma ekmeği bile yiyemediler, aslında çalışmalarının amacı bir lokma ekmekti.

Ama onlar esas itibariyle ülkemize, sanayimize hizmet için yaşadılar.

Çalıştıkları yerlerde bir delikten yağmur damlası üfürdüğünde, öbür uçta kar tanesi olarak düştü damla. Zorluğun, şartların en kolay anlatılanı buydu, varın siz düşünün.

Hepsine uzun ömürler diliyorum, hizmetlerinin uzun yıllar daha devam etmesini diliyorum, hepsinden evvel de sağlık diliyorum.

Bu gece yanımızda sağlık nedeni ile bulunamayan büyüklerimizin; bu kalabalığın oluşturacağı sinerji ile sağlıklarına kavuşmalarını Allah’dan niyaz ediyorum.

Aslında duayen kavramını biraz geniş tutup, sanayi dışında da ödüller vermek istemiştik. Ancak önce can diyerek üyelerimiz için böyle bir ödül törenini daha uygun gördük.

Bir yazar: “Bilindiği gibi kendilerinden öğrendiğimiz kimselere usta deriz, ama kendisinden öğrendiğimiz herkes bu ünvanı hak etmez” demiş. Bizim duayenlerimiz bunu çok hak ediyor ve hatta bu gece aramızda olan bir kişi daha hak ediyor.

Türk Tiyatrosuna uzun yıllardır hizmet eden, daha uzun yıllarda edeceğine inandığımız; Zihni Göktay.

1964 yılından, yani benim dünyaya geldiğimden bu yana bir çok oyunda oynadı. 30 yılı aşkın süredir de Lüküs Hayatta rol aldı.

Şimdi de Cibali Karakolu’nu oynuyor, hem de kapalı gişe.

Bir 30 yılda Cibali Karakolu’nu oynarsa, herhalde böyle bir tören de bizlere de layık görülebilecek bir ödül için yine bir arada oluruz diye düşünüyorum / Kendisinde o yaşam ve çalışma arzusunu görüyorum.

Zihni Bey’e de uzun ömürler diliyorum ve toplantımıza şeref  verdiği için teşekkür ediyorum.

Bu arada size kısa bir bilgide aktarmak istiyorum.

Yönetim Kurulumuz ödüller hakkında çok titiz davrandı. Hazır, dizayn edilmiş bir ödül yerine, tamamen  kurulumuz tarafından dizayn ve üretimi yapılmış ödüller yarattık.

Tornalamasından, deliğinin delinmesine, azdırmada dişinin açılmasına ve hatta kama yuvalarına kadar, tek tek işlendi; duayenlerimize bu yakışır dedik. Birazdan takdim edeceğimiz ödüllerin hazırlanmasında Tüm Yönetim Kuruluma ve özellikle Tülay İlgen, Hakan Söylet, Mehmet Haseski’ye tekrar teşekkür ediyorum.

Değerli misafirler,

Bu gecenin diğer güzel tarafı da aramıza yeni katılacak arkadaşlar .

Çok değerli 8 arkadaşımız daha Silivri SİAD’ın büyük Ailesine katılıyor.

Onlara hoşgeldiniz diyorum,

Dostluğa, birliğe, sevgi ve saygıya hoşgeldiniz. Her dernekte olmayan değerlere sahip derneğimize hoşgeldiniz.

Silivri’de yaşamak da, çalışmak da güzeldir diyerek, üyeliğinizin hayırlı olmasını diliyorum.

Değerli Misafirlerimiz; Silivri SİAD olarak bir ilçe SİAD’ı olmamıza rağmen, STK’lılara örnek olduk. Her bakımdan da örnek olmaya devam ediyoruz.

Üyelerimize milyon liralarla ölçülebilecek, toplamında bu rakamlara ulaşan maddi faydalar elde ettik.

Manevi değerlerimizi elden bırakmadık.

Şimdi bir yönden daha örnek olmak istiyoruz. 4 yıla yakın süredir sürdürdüğüm görevi, bu gurur verici görevi; bir başka arkadaşıma devrederek; koltukların  kalıcı, fanilerin  gidici olduğunu göstermek.

Bunu paylaşmak istiyorum ki 5-6 ay içersinde arkadaşlarım bu görev için kendilerini hazırlasınlar ve Genel Kurul’da aday olsunlar.

Değerli Dostlar,

Çok kısa ekonomimiz ve ülkemiz için de bir-iki laf ederek konuşmamı sonlandıracağım.

Zor zamanlardan geçiyoruz. Birlik ve beraberlik içinde, uhulet ve suhuletle, büyük devlet olmanın geleneğiyle; bu günleri atlatacağız.

Bu milleti, bu ülkeyi kimsenin yıkmaya ve bölmeye gücü yetmez.

Bölünmek isteyen sadece Türkiye’nin değil, Misak-ı Milli’nin sınırlarının dışına çıksın.

Allah’ın gülü dikenli yarattığına hayret edeceğimize, dikenler arasında gülü yarattığına hayret edecek düşüncede birleşelim.

Dünya da yaşanılan krizin, Türkiye’de de yaşanmasını fırsata çevirelim.

Hedeflerimizi büyük tutalım, ama hiç değilse 1-2 yıl borç yükümüzü azaltarak devam edelim.

Moral çok önemli, yüksek tutalım. Birbirimize daha sıkı sarılalım.

Bir Alman sözü olsa da anlamı büyük bence;

“Konuşulan bir sevinç iki kat olur, paylaşılan bir acı yarıya iner”

Biz paylaşmayı en iyi bilen bir ulusuz, bu yanımızı son günlerde biraz daha fazla ortaya çıkaralım.

Her ne kadar kısa bir metin hazırlayayım, Zihni Bey’e daha çok zaman kalsın demiş olsam da, farkındayım… kalemi elimden bırakamamışım.

Aslında bu da artık Başkanın değişmesi için açık bir emare.

Son olarak tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun diyorum, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

Hepinize beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sağolun, varolun.

Menü